Kayıtlar

Zerrin Özer - Can Hüseyin [ Official Video © 2022 İrem Müzik ]

Resim

Barış İçin Yürüyorum.

Resim
Barış İçin Yürüyorum.   Kılıçla atom arasında Akrep zehrine benziyor zaman Ve ondandır, Kekliğin ayakları kan içinde Şimdi, Kızıl gelinlik giymiş Tan vakti doğan güneş Dünyanın ortası ateş çemberi Sessizliği yırtıyor çocukların şarkısı Gözlerim, güvercinin kanadına değince Bugün, barış yürüyüşünde Yollar utkunun öz damarı olsa da Sen, önüm sıra gidiyorsun Mavi uçurtma Sümüklü bir kızcağızın elinde Sonra, Yolların kanatlanmış atları Namuslu düşünce ve Makineler Islık çalıyorum ardınız sıra Sarnıç gölgesinde uyuyan dağlar Atom füzelerine salıncak oldu Sümüklü kızcağıza değil Yaşlanmış Bir ananın heybetli gururuyla Yürüyüş kolunda yürüyenlerin Sonsuz umutlarına Mavi uçurtmalı kız tanık olsun Bütün yollar kuzey kutbuna döner Bütün yollar sevdamızın üstüne Kılıçla atom arasında Akrep zehrine benziyor zaman Ve ondandır, Bunca insan ilmek ilmek Dizilmiştir yollara Orhan Bahçıvan »Acılar Da Üşür Dönüşüm Yayınları 2002« Kitabımdan. Not: Bu görselin, yani, yukarıya aldığım tablonun aslı, Sovyet

Kara Açlık.

Resim
  Kara Açlık   Anacığım Öldürdüler evlatlarını senin Ve sabretmeyi öğrettiler sana Agostinho Neto [i]   Neden ırmakların suyu kuruyor Ve niçin sakalına bit düşmüş Kutsal sayılan kara toprağın? Afrika’nın o deve kervanları Çağımızda karanlığa gömüldü Çıplak ayak, sıcak toprak ve dans Şarkılarda bir ses oldu bezirgan Şimdi, o topraklarda Güleç yüzlü bebelerin sofrasında Kara açlığın fırtınası esiyor Çırpınırken Omurgalı kadınların bedeni Utanarak çıkıyor bak dolunay Ne kötü şey kaybolanı aramak Kırlangıçlar gökyüzünde uçarken Kara gövdeli anaların ağıtları Cehennemin kapısını gölgeler   Çiğneniyor, Afrikalı bir ozanın sözleri Akşamın kuytulaşan karanlığında Dinozorun ayaklarıyla Kitap sayfaları solgun Türküler acı Ninniler Çöl kumunda pişirilmiş kendir gibi Afrikalı çocukların saçlarına benziyor Anaların dilinde Şimdi ben Bineceğim güvercinin kanadına sessizce Gün doğarken gideceğim Afrika’ya görürsün Orhan Bahçıvan »Acılar Da Üşür/2002« Kitabım

Sana Gurbet Adını Verdim!

Resim
Sana Gurbet Adını Verdim Aysel’e Dağlarım, taşlarım, ovalarım zulüm altında Vurguncular atbaşı yarışa durmuş Yol gidiyor yüz yılların kervanı Denizlerin üzerinde yelkensiz Çağlar boyu örselenmiş türküler Gözlerimde sızım sızım damlalar Yumuk yumuk ağlıyorum Benim dağlarımı görsen öyle demezsin Benim köylerimi görsen ağlarsın Yollarım, ırmaklarım, göllerim, ovalarım Sefilleri oynuyor bu milenyum çağında Duygusuzluğun, düşüncesizliğin Tomur tomur terlediği süreçler ikliminde Bir fotoğraf gölgesine parmağımı basıyorum Bir fırtına kopuyor beynimin ortasında Fotoğrafı duvara asıyorum İnsan hiç çiçeklere küser mi? Gurbetin kucağında Hallaç pamuğuna döndü yüreğim Fırtınalı geceler Kanatır gönlümün can damarını Öylesine göçmen ki bu yaşam Karışır durmadan çan seslerine Bir nefeslik canı kalmış dünyanın Çaresizlik hırçın kılmış evreni Doğal değişimler uyarıyor insanı Öksüz toprak yetim orman telaşta Zulüm yalnız insana ol